
Filmden Diyaloglar
*Çiğdem Yeşim'e Fırat'ı ve onunla tanışmasını anlatır.
anlatırken eski günleri anımsar.
çiğdem: -sahneye çıkar çıkmaz gözlerim onu arardı. sonra bir gün gül gelmedi. ertesi gün ve daha ertesi gün yine yoktu o. sonraki gün güller geldi ama o gelmedi. ona öylesine alışmıştım ki, dayanamadım soruşturdum. aylarca gelip giden o sessiz bakışlı adamım kimdi... iki gün sonra öğrendim. hastanedeymiş. sırtından üç kurşunla vurmuşlar. kimliğini öğrenince şaşırdım. meğer bizim sessiz ve sıcak bakışlı adamımız istanbul'un gayri meşru işlerini çeviren büyük fırat'mış. hastaneye ziyaretine gittim, sevinçten gözleri doldu. kendisini aradığım için çok mutlu olmuş, teşekkür etti. ben, onun
hayatında devamlı kanayan kırmızı bir gülmüşüm. konuşurken utanıyor, yüzü kızarıyordu. hiç güldüğünü görmedim. sanki yüzünde geçmişin bütün kederlerini taşıyordu. günler geçtikçe onsuz edememeye başladım. o benim için vazgeçilmez, uzağında yaşanamaz bir hale geliyordu. bir gün beni anasına götürdü. anası çok sevdi beni. boynuma sarılıp ağladı. yavrum, bu deli herife sahip çık, onu kurtarırsan sen kurtarırsın dedi. her an ölümün eşiğinde bir adamdı. belinde silahı, her an vurulmaya hazır, ölüme hazır yaşıyordu. yaşadığı hayat onu her an benden alıp götürebilirdi. onu kurtarmak, onu yaşatmak zorundaydım. benim hüzünlü ve kederli sevgilim ölmemeliydi. su testisi su yolunda kırılmamalıydı. kollarının sıcaklığında bir ömrü beraber bitirmeliydik. kırları, tahta masalı kahveleri severdi. ömrü hapislerde geçmiş. insanların hep kötü yanlarını görmüş. bazen ona çocuk masalları anlatırdım. gözlerini benden ayırmaz, sessiz, uslu, saatlerce dinlerdi. bir gün bana senin masallardaki iyi insanlar nereye gitti, dedi. hala yaşarlar dedim. "ben hiç görmedim" dedi...hiç bitmeyecek sandığımız mutlu günlerin ardından acılı günler geldi. yokluğuna alışmak zordu. bu acıya dayanmak, onu unutmak zorundaydım. aylar türlü sıkıntılarla geçti. onsuzluğa tam alışırken yeniden dönmesi hayatımı altüst etti. şimdi ne yapacağımı bilemiyorum...

*Kabadayı Fırat Arkalıklı Koltuğunda oturup, mafyalar arası anlaşmazlıkları çözümlemekte, sırası geldikçe de halkın dertlerine derman olmaktadır. içeri bir kadın girer ve feryat figan bir şeyler anlatmaya başlar. Fırat'ın yaverlerinden biri, "abi Ramazan yeniden kumara başlamış, karısı şikayete geldi. kundaktaki çocuğu hastaymış alacaklılar kapıda beklermiş. ramazan bir haftadır eve uğramıyormuş" der. bu arada kadın da makineli tüfek gibi konuşmaya devam etmektedir; tek anlaşılır cümlesi küçük kızının da büyüğü gibi orospu olmaya niyetlendiğidir. bunun üzerine Kabadayı Fırat raconu keser;
-Ramazan'ı bulun, beş bin lira verin; bu karıyı boşasın. bir daha da eve gitmesin. kızı da alıp yatılı okula verin, olacaksa okumuş orospu olsun.
*Çiğdem, Fıratın evine gelir kapıyı açar odada resmini görür delik deşik edilmiş. bakar bu kurşunlamış resme..
- sen gideli çok oldu çiğdem, sen gideli.. 467 gün oldu. her kurşun deliği 1 gün içindir.
-neye kurşun?- söküp atmak için, kurtulmak için belki lakin gördümki seni öldürme çabası boşmuş, sen ölmezmişsin 467 gün seni her gün kurşunladım. En son kurşunu alnında denedim öldüremedim ve anladım ki sensiz olmazmış.
***
Özetle Delikanlıya Notlar biçiminde bir filmdir Umutsuzlar... Raconlar, Hayat Dersleri...
Yönetmen
Yılmaz Güney
Yapımcı
İrfan Ünal
Senaryo yazarı
Yılmaz Güney
Oyuncular
Yılmaz Güney,Filiz Akın,Hayati Hamzaoğlu,Nihat Ziyalan,Memduh Ün,Tuncer Necmioğlu,Şükriye Atav,Kazım Kartal,Eriş Akman,Refik Kemal Arduman,Hikmet Taşdemir,Mehmet Büyükgüngör,Ceyda Karahan
Görüntü yönetmeni
Gani Turanlı
Yapım yılı, ülkesi
1971, Türkiye
Yapım şirketi
Akün Film
Yılmaz Güney
Yapımcı
İrfan Ünal
Senaryo yazarı
Yılmaz Güney
Oyuncular
Yılmaz Güney,Filiz Akın,Hayati Hamzaoğlu,Nihat Ziyalan,Memduh Ün,Tuncer Necmioğlu,Şükriye Atav,Kazım Kartal,Eriş Akman,Refik Kemal Arduman,Hikmet Taşdemir,Mehmet Büyükgüngör,Ceyda Karahan
Görüntü yönetmeni
Gani Turanlı
Yapım yılı, ülkesi
1971, Türkiye
Yapım şirketi
Akün Film
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder